siyahpusula

Sonunda bende Issız Adamı izledim... Ne olduysa son 10 dakikada oldu... Sıkıntı, offlaamalar, bu ne yaaa demeler... Kötü oyunculuklar... Tonlamalardaki yanlışlıklar... Say say bitmez beğenmediğim yanları... Deneysel bir fransız filmi havasında ve aynen filme Fransız kalarak izledim... Sanki prova yapılıyormuş tadında geçen, çalakalem oyunculukların (anne hariç tabii), sindirilememiş repliklerin ardından birde yetmezmiş gibi ha bire "ben simgeyim bak burdayım" diye bağıran anlar... Anladık, kız entellektüel, biraz duygusal... Simgesi ne? Kitaplar... Duygusallığıda ikinci el kitapları sevmesi, başka insanların hayatlarına dokunabilmeyi istemesi...
Oğlan tam bir o...çocuğu filmin başlarında... Niye? Çünkü yönetmenin simgesi bu, tam bir Türk filmi hikayesi... Kadınlarla para karşılığı düşüp kalkan, şiddete meyilli... İçindeki çocuğu çürütmüş bir oğlancık... Birden elde edilmesi zor bir kuşla karşılaşmalar... Peşinden koşmalar... tiyatral sahneler filan... Sonra sevişmeler... Sonra daralmalar... Klasik mevzular yani... Ama diyorum ya; ne olduysa son on dakikada oldu... Çağan IRMAK yaptı yine yapacağını... Kalplerimizde ki o gizli, kimselere göstermek istemediğimiz yeri buldu, o buruldukça burulan, hıçkıra hıçkıra ağlayan yere dokundu... Üstelik bunu farkettiğin anda, iş işten geçmiş oluyor... Yönetmenin kucağında buluyorsun kendini...
Kaybedilmiş aşklar vardır... Yaşanılması gereken, ama çoğunlukla kaçırılmış ve ardından, sızısına mahkum zamanlar... İşte o zamanlara bir adanmışlık hikayesi diyebilirim bu film için... Yalnızlığın, nasılda yozlaştırdığını insanı, nasılda dönülmez yollara soktuğunu düşündürten bir film... İzlemeseydim, çok şey kaçırır mıydım... Kaçırmış olmazdım; ama bu yazıda olmazdı...
Şimdiden iyi seyirler...
Etiketler: edit post
4 Responses
  1. parka Says:

    Bu sıralar gişelerde "sonbahar" adlı bir afiş boy gösteriyor. İzlemeni tavsiye ederim.

    Saygılarımla

    Ahmet


  2. GK Says:

    Bi film hakkında eleştirileri dinlemeden mümkünatı yok o filme girmem.Bu film içinde yorumları alayım ölçüp biçeyim ona göre gideyim istedim.Gelgelelim entellektüelitenin dibine vurmuş,sinema bilgisine ve zevkine güvendiğim arkadaşlarımdan bile "abi paso yiyişiyolar başka bişeyi yok" cümlesini duyduktan sonra vazgeçtim izlemekten.Gerçi sıradan insanların hüngür hüngür ağladığı bu filme böylesine bi yorum getiren arkadaşlarımın da zonta olup olmadıkları konusunda şüpheler başgöstermedi değil.Yine de izlenesi gelmiyor bana.


  3. karacaserin Says:

    Filmi izlemekte fayda var. Yiyişme ne demek?! Adamın aklında o kalmış..
    Film güzel bence. Hatta, aşkı hissetmek isteyenler için bir parça faydalı olabilir bile.
    Siyah Pusula'nın "Birden elde edilmesi zor bir kuşla karşılaşmalar.." düşüncesi değişken bir konu. Kolaylık veya zorluğuna kim karar veriyor ki? Halbuki Ada benim fikrime göre, hiç de zorluk çıkarmadı. Zor bir kadın olsaydı, Alper'den bu denli çabuk kopamazdı. Ağladı ve gitti. Nedir bu?

    Karaca Serin


  4. siyahpusula Says:

    Sevgili Karaca; zor kadın gitmesini bilemez mi?
    Birisi seni yaşamından çıkarmak istiyor, bu kişilikle alakalı biraz... ister ağlayıp gidersin ve Ada'nın yaptığı gibi yaşanamamış bir aşkın yasını tutarsın ya da seni hayatından çıkarmak isteyen kişiye rest çeker işi hayvanlaştırır ve yasını tutacak bir aşkıda öldürüp gidersin... ya da öyle olmaz belki... değilse nihayetinde bir film... biri yiyişme diyecek, biri sevişme diyecek, biri hemen gelin moduna soktu kendini diyecek, birileri sürekli bişeyler diyecek... önemli olan konuşulan işi kalitesidir... ben pek kaliteli bulmadığımı dile getirdim... biriside bakış açısına göre doğru ve kaliteli bir yapımdı diyebilir... olabilir... çokta önemli bir film değil bence... bu kadar tartışmaya gerek yok... Wrestler üzerine daha çok tartışabilirizi... ama ıssız adam için çok bile bu cümleler... Canım arkadaşım... Seni burda gördüğümede çook sevindim ayrıca... Hoşgeldin:))


Yorum Gönder