
hatta sonrasında "eskiden bildiğim ne çok kelime varmış" dedim... şimdilerde görüyorum ki; bildiğim kelimelerin sayısı sadece gün içerisinde anlaşılabileceğim kadar kalmış... bazı insanlar, çoğaldıkça azalırlar... bende öyleyim... çoğaltıkça azalanlardanım... acılarım çoğaldıkça nefretim azaldı... gözyaşım çoğaldıkça ağladığım konular azaldı... azaldım... azaldım... azaldım... azalan insan intihara en yakın insandır... çünkü azaldıkça hisler yok olur... sonra birgün bir baktım ki, benden geriye tecavüze uğramış çocukluğum, katledilmiş, örselenmiş, beli kırılmış bir yabancı kalmış... işte hayat diyorum... adil değildi... suçlanacak birileri ya da birşeyler bulunur her defasında... ben kendimi suçladım... ya dibine vurmalıydım uçurumların ya da yükselmeliydi içimdeki o umut... ahh umutt... umut etmek... umudu kalmayan bir insan bir vahşiye dönüşür... tanınmaz bir yabani, kimliksiz bir "şey" olur... işte "çoğaldıkça azaldım" dedim ya... buldum ait olduğum yeri... yeşerttim solan çiçeklerimi... çocukluğumun kaybedilmiş günlerini kızıma verdim... şimdi gülüşüyoruz birbirime bakıp bakıp... Ve sevgili, canım sevgilim... Aitliğim, yuvam, nefesim, güneşim... İyi ki varsın... İyi ki kesişti yollarımız ıssız bir ağacın gölgesinde... Bak büyüdük, yeşerdik, çoğaldık... Umut... Eyyy umut... Terk etme bizleri...