siyahpusula

Bir süreden beridir Avatar hakkındaki düşüncelerimi şekillendirmeye çalışıyordum... Bence bu filmi birden çok izlemek gerekiyor.
Bizlerin teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar faydalanmamızı sağlarken, hayalgücümüzü harekete geçirip vücudumuzdan ışıklar çıkmasına sebep olmasının, mühteşem ötesi görselliklerinin ve renk uyumlarının olduğu bu filmi ilk izlediğimde pek bişey anlayamamışım.
Çok etkilendiğim, eline şeker tutuşturulmuş bir çocuk edasıyla filmin sonunda suratımda way be tarzında bir ifade oluşmuştu.
Sonrasında tekrar tekrar izlediğim bu filmi geçenlerde üstelik bir yolculuk sırasında herkes birbirinden alakasız bir durumdayken ben elimde kumandayla beynimde şimşekler çakarak izledim... Filmin bilinçaltlarımızla oynadığını düşünüyorum.
Haksızda olabilirim ama günümüz şartlarında ideolojik-siyasi mesajlar içeren filmlere pek güvenemiyorum. Sonuçta bence, kapitalizmin beslendiği en büyük kaynak bilinçaltlarımız. Farkında olmadan yerleştir, zamanı gelince patlat.
Zira işin içine Amerika girince "acaba" demekten kendimi alamıyorum...
Avatar'ın artılarını sinema izleyicileri-eleştirmenleri ya da yapımcıları öve öve bitiremediler. Ben övgü kısımlarına pek girmeyeceğim bu nedenle...
Kafamdaki ikilemleri belirli bir sıraya koyamasamda aktarmaya çalışacağım...
Fazla kuşkucu davranıyorum belkide altı üstü bir film otur izle işte... iyi ama filmin amerika'da gösterime girdiği salonlarda reklam aralarında Netional Guard'ın (Amerikan ordusunun yedek birlikleri) yeni elemanlar almak için "ulusumuz, başarısızlığa uğramayacağım, yenilgiyi asla kabul etmeyeceğim, Tanrı amerikayı korusun tarzında düşünce yeteneğinden yoksun gaza gelmeye meyilli amerikalıları coşturarak filme start vermeleri düşündürücü bir durum...
Eee ne yani?
Yanisi filmin ilerleyen sahnelerinde 2154 yılında hatta dünya dışında da hala amerikanın bir yerleri sömürebilecek güçte olduğu ya da olacağı mesajı verilmiş olmuyor mu?
Oha bağlantıya bak diye düşünebilirsiniz. Bilinçlerimizin çağrışımlara açık olduğunu inkar edemeyiz değil mi?
Ya da ben bu Emperyalist mesajı fazla kastığım için bulmuş oluyorum.
Doğaya yabancılaşmanın, kadın-erkek ilişkilerinde erkek egemen toplumunda sözüm ona eleştirisi yapılırken bu eleştirilerin tamamiyle yüzeysel olduğu kanısındayım...
Adamlar son teknoloji aletlerle Na'vilere saldırırken barışçıl ve doğaya kardeş bir halk ellerindeki yaylar ve oklarla ne olursa olsun doğanın yanındayız ondan vazgeçmeyeceğiz mesajı verirlerken çokta traj-komik bir sahne oluyor. Oklarımız yetmezse ve yeterince iyiysek tanrı yanınızda olacaktır mesajıda yüzeysel ve kirliliğin içinde anlamsız kalıyor... Na'vi halkının dini liderleri her ne kadar bir kadınsada yine egemen olan erk-tir... Erkek egemen toplum bu Kapitalist bilinçlerimizi hiç rahatsız etmiyor değil mi?
Aslında bir şey daha beni rahatsız etmiş durumda... Bir çok rahatsız olduğum fakat hala flu bir düşünce olarak kalacağı için diğerlerini geçiyorum...
Her neyse...
2154... Pandora'da Na'vi halkı... Doğayla kardeş... Kendilerini savunmak zorunda kalmadıkça saldırgan değiller.... Çok zekiler... 3-4 metrelik boyları var ama kabiliyetsizler öyle mi?
Nedense Amerikan rüyası beyaz adam yine zor olanı başarıyor hatta bu kez dünyayıda aşarak Na'vili kardeşlerine ulaşıyor. Na'vilere ait bir efsaneyi Amerikalılara mal ederek Torok makto oluyor. Tanrı beyaz adamı kutsasın...
Gözümden daha önce kaçan bir ayrıntı... Felçli beyaz adamımız dünyada bir hiçken Na'vide pop stardır. Siz olsanız kimden yana olurdunuz. Bir efsane, bir kral mı yoksa, ordan oraya savrulan yarı felçli bir gazi mi? bence asıl gerçekliğimiz ruhlarımızdaki öz bu... kendi hayallerimiz ne olursa olsun çıkarlarımızla örtüşüyorsa her hangi bir öz benliğide kabul edebiliriz. Özünde sevgi, aşk ya da dürüstlük olduğu için mi bir Na'vi oldu askerimiz.
Emperyalis-Kapitalist sisteme bir eleştiri gibi görünsede bu eleştiri at gözlükleri takmış ideolojik bir mistifikasyondur...
Sonuçta kendisine yalan söyleyen tek canlı türü insandır...
Hadi kalın sağlıcakla...
Etiketler: edit post
0 Responses

Yorum Gönder